10. Sınıf İngilizce 4. Ünite Kelimeleri ve Anlamları TRADITIONS Count me in. 10. Sınıf İngilizce 4. Ünite Kelimeleri ve Anlamları Plans. 10. sınıf İngilizce ders kitabı MEB Yayınları Count Me In TRADITIONS ünitesinde geçem ingilizce kelimelerin Türkçe anlamlarını ve çevirilerini aşağıdaki bölümde okuyabilirsiniz.
10. Sınıf İngilizce 3. Ünite Kelimeleri ve Anlamları TRADITIONS
İngilizce Ders Kitabının Arkasındaki Kelimeler
admire-beğenmek, hayran kalmak
alike-benzer
All the best-Herşey gönlünce olsun
arrival-varış
both-ikisibirden
buggy -böcekli
carpet weaving -halı dokuma
close-fitting -dar
coincidence-tesadüf
community -toplum
conservative -tutucu
copper work -bakır işi
descendant –azalan
disappear–yokolmak
dull -sıkıcı
effectively -etkili bir şekilde
embroidery -nakış
especially-özellikle
fertile adj-bereketli
gas lantern -gaz feneri
generation-nesil
handcraft -elişi
innovation-yenilik
invention-buluş
look up-bakmka
loose -gevşetmek
manner -tavır
nutritious-besleyici
oriental-oryantel
pastry-hamur işi
plain-sade
pottery -çanak çömlek
preserve-korumak
resist -direnmek
revolutionary-devrimci
search engine -arama motoru
similar -benzer
spicy -baharatlı
tile making -kiremit yapmıı
train -tren
vital -hayati
vivid-canlı
You’re welcome -rica ederim
İLAVE KELİMELER
affect life: hayatı etkilemek
ask for directions: adres sormak
back up =destek olmak
be afraid of: korkmak
break with tradition: geleneği bozmak
communicate: iletişim kutusu
cover: kapatmak
disappear: ortadan kaybolmak
embroider: nakış işlemek
entertain: eğlendirmek
feel impressed: etkilenmek
gather together: bir araya gelmek
get information: bilgi edinmek
greet with a bow: eğilerek selamlamak
greet: selamlamak
grow vegetables: sebze yetiştirmek
have chat: sohbet etmek
have no contact: irtibatı olmamak
help each other: birbirine yardım etmek
help neighbours: komşulara yardım etmek
help parents: ebeyenlere yardım etmek
ignore: görmezden gelmek
inherit: miras olarak kalmak
light: aydınlatmak
look after the children: çocuklara bakmak
look up words: kelime aramak
make bread: ekmek yapmak
make clothes: kıyafet dikmek
make eye contact: göz teması kurmak
make life easy: hayatı kolaylaştırmak
make own toy: kendi oyuncağını yapmak
obey: itaat etmek
post: göndermek
prefer: tercih etmek
preserve the traditions: gelenekleri korumak
protect: korumak
remember: hatırlamak
remind: hatırlatmak
respect the elderly: yaşlılara saygı duymak
send postcards: kartpostal yollamak
shake hands: el sıkışmak
share household chores: ev işlerini paylaşmak
share pictures: fotoğraf paylaşmak
socialize: sosyalleşmek
spend time with family: aile ile vakit geçirmek
stay at home: evde kalmak
study maps: haritaya bakmak
surf the net: internette gezinmek
take off shoes: ayakkabılarını çıkarmak
tell stories: hikaye anlatmak
travel back in time: zamanda geçmişe yolculuk yapmak
travel by horse: atla seyahat etmek
travel on foot: yürüyerek seyahat etmek
travel on horseback: at üstünde seyahat etmek
use information: bilgiyi kullanmak
use navigation: navigasyon kullanmak
visit relatives: akrabaları ziyaret etmek
witness: şahit olmak
work for long hours: uzun süreler çalışmak
work in fields: tarlada çalışmak
colorful: renkli
comfortable: rahat
conservative: tutucu
different: farklı
difficult: zor
dull = boring: sıkıcı
easy: kolay
educational: eğitimsel
enjoyable: eğlenceli
family-centered: aile merkezli
generous: cömert
greedy: açgözlü
healthy: sağlıklı
helpful: yardımsever
honest: dürüst
hot: acı
important: önemli
incredible: inanılmaz
just: adil, dürüst
lazy: tembel
loose: bol
lucky: şanslı
modest: mütevazı
nutritious: besleyici
oriental: doğuya özgü
plain: sade
respectful: saygılı
responsible: sorumlu
rich: zengin
shy: utangaç
similar: benzer
social: sosyal
spicy: baharatlı
strange: tuhaf
sweet: tatlı
tasty: lezzetli
technological: teknolojik
tiring: yorucu
tolerant: sabırlı, hoşgörülü
unnecessary: gereksiz
vivid: canlı
wealthy: zengin
well-educated: iyi eğitimli
aeroplane: uçak
automobile: otomobil
by tradition: geleneksel olarak
calculator: hesap makinası
carpet weaving: halı dokuma
changes: değişiklikler
childhood: çocukluk
clothing: kıyafet
comment: yorum
communication: iletişim
compass: pusula
copper work: bakır işi
culture: kültür
customs: gelenekler
education: eğitim
embroidery: oya, nakış
farm: çiftlik
fridge: buz dolabı
gas lantern: gaz lambası
generation: nesil
hometown: memleket
in public: herkesin önünde
interactive boards: etkileşimli tahta
lifestyle: yaşam tarzı
light bulb: lamba
memories: anılar
methods of searching: arama metotları
mobile phone: cep telefonu
open-air cinema: açık hava sineması
ornament: süsleme
paper: kağıt
past habit: geçmişteki alışkanlık
pastry: hamur işi
personal computer: kişisel bilgisayar
pocket money: cep harçlığı
pottery: çömlekçilik
printer: yazıcı
projector: projeksiyon
religious holiday: dini tatil
repeated actions: tekrar eden eylemler
search engine: arama motoru
sewing machine: dikiş makinası
shadow play: gölge oyunu
social life: sosyal yaşam
technological developments: teknolojik gelişmeler
technological devices: teknolojik aletler
tile making: çinicilik
tradition has it that: geleneklere göre
tradition: gelenek
traditional dishes: geleneksel yemekler
traditional handcrafts: geleneksel el sanatları
transportation: ulaşım
vegetarian: vejetaryen
village: köy