9. Sınıf İngilizce 2. Ünite Kelimeleri ve Anlamları My Environment. 9. sınıf Teenwise MEB ders kitabı 2. ünite My Environment ünitesinde geçem ingilizce kelimelerin Türkçe anlamlarını ve çevirilerini aşağıdaki bölümde bulabilirsiniz.
9. Sınıf İngilizce 2. Ünite Kelimeleri ve Anlamları My Environment
Ders Kitabının Arkasındaki 2. Ünite İngilizce Kelimeler ve Anlamları
- architecture-mimari
- area-alan
- armchair-koltuk
- balcony-balkon
- bank-banka
- bath-banyo
- bathroom-banyo
- bedroom-yatak odası
- bedside table-komidin
- bookcase-kitaplık
- boring-sıkıcı
- busy-meşgul
- cafe-kafe
- carpet-halı
- cheap-ucuz
- climate-iklim
- closet-dolap, klozet
- coffee table-sehpa
- cold-soğuk
- cooker-ocak
- crowded-kalabalık
- cupboard-dolap, büfe
- curtain-perde
- cushion-Yastık
- dishwasher-bulaşık makinesi
- drawer-Çekmece
- expensive-pahalı, masraflı
- famous for-ünlü
- fridge-buzdolabı
- garage-garaj
- garden-Bahçe
- hospital-hastane
- hot-sıcak
- kitchen-mutfak
- lamp-Lamba
- leisure centre-eğlence merkezi
- library-kütüphane
- lively-canlı
- living room-oturma odası
- mirror-ayna
- modern-modern
- museum-müze
- neighbourhood-komşu
- noisy-gürültülü
- old-eski
- painting-tablo
- pharmacy-eczane
- population-nüfus
- quiet-sessizlik
- shelf-raf
- shopping mall-alışveriş Merkezi
- shower-duş
- sink-lavabo
- sofa-divan
- study-çalışma
- supermarket-süpermarket
- theatre-tiyatro
- towel-havlu
- unsafe-güvensiz
- vase-vazo
- wardrobe-giysi dolabı
- washbasin-lavabo
2. ÜNİTE İLE İLGİLİ İLAVE KELİMELER
- newsagent : gazete bayi
- newspaper : gazete
- magazine : dergi
- postcard : kartpostal
- Butcher’s : kasap dükkanı
- meat : et
- chicken : tavuk
- sausage : sosis
- chemist’s : eczane
- pharmacy : eczane
- medicine : ilaç
- cosmetics : güzellik ürünü
- toothbrush : diş fırçası
- baker’s : fırın
- bread : ekmek
- cookies : kurabiyeler
- cake, pie : pasta,/ turta
- homemade cake : ev yapımı pasta
- shopping mall : alışveriş merkezi
- grocery store : bakkal
- cafe : kafeterya
- hospital : hastane
- supermarket : süpermarket
- library : kütüphane
- cinema : sinema
- restaurant : restoran, lokanta
- clothes shop : kıyafet mağazası
- theatre : tiyatro
- book shop : kitapçı
- hairdresser’s : kuaför dükkanı
- opera house : opera binası
- hotel : otel
- car park : otopark
- music shop : müzik dükkanı
- shoe shop : ayakkabı dükkanı
- museum : müze
- train station : tren istasyonu
- bus station : otobüs durağı
- mosque : cami
- neighborhood : mahalle
- neighboring : komşu, yakın
- countryside : kırsal kesim
- folk festival : halk müziği festivali
- market square : şehir meydanı
- statue : heykel
- pond : havuz, gölet
- mayor : belediye başkanı
- treat : davranmak, muamele etmek
- fairly : adaletli
- equally : eşit bir şekilde
- apartment building : apartman
- to be famous for : bir şeyi ile ünlü
- view / scenery : manzara
- pedestrian : yaya, yayalara ait
- calm : sakin
- neat : düzenli
- friendly : arkadaş canlısı
- know each other : birbirini tanımak
- overlook : yukardan bakmak
- fabulous : efsanevi, olağanüstü
- relax : rahatlamak
- get sunshine : güneş alması
- day-trip : günübirlik gezi
- population : nüfus
- factory : fabrika
- unfortunately : malesef
- cellar : bodrum kat
- important : önemli
- warm : ılık
- cold : soğuk
- crowded : kalabalık
- expensive : pahalı
- cheap : ucuz
- fountain : çeşme
- roundabout : döner kavşak
