10. Sınıf İngilizce Ders Kitabı Türkçe Çevirisi Sayfa 47 Count Me In

10. Sınıf İngilizce Çalışma Kitabı Türkçe Çevirisi Sayfa 47  MEB Count Me In konusunu kısaca yazdık. 10. sınıf İngilizce ders kitabı MEB Count Me In kitabının İngilizce soru, metin İngilizce cümlelerinin Türkçe çevirilerini sayfa sayfa aşağıdaki bölümden okuyabilirsiniz. 34. Ünite sayfa 47 çevirisi.

10. Sınıf İngilizce Kitabı Sayfa 47 Türkçe Çevirisi MEB Count Me In

SAYFA 47 TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

Read the texts and answer the questions. They Make It Happen: Travel Back In Time The Amish in the USA are a German and Swiss descendant community. They are famous for their lifestyle as they resist against most of the changes in time. They do their best to preserve their traditions in social life. They do not benefit from most of the advantages of modern technology because they see it as a threat to their traditions and way of life. They still use horses and buggies or bikes for transportation within the community. Gas lanterns light their houses. Thousands of people want to witness this “resistance against time” on site and visit Amish communities. There are hotels for these visitors nearby. Most visitors feel impressed. Here are two visitor comments:

TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

Metinleri okuyun ve soruları cevaplayın. Bunu Gerçekleştiriyorlar: Zamanda Geriye Yolculuk ABD’deki Amish, Alman ve İsviçre soyundan gelen bir topluluktur. Zaman içindeki değişimlerin çoğuna direndikleri için yaşam tarzları ile ünlüdürler. Geleneklerini sosyal hayatta korumak için ellerinden geleni yaparlar. Modern teknolojinin avantajlarının çoğundan yararlanamıyorlar çünkü onu geleneklerine ve yaşam biçimlerine bir tehdit olarak görüyorlar. Topluluk içinde ulaşım için hala atları, arabaları veya bisikletleri kullanıyorlar. Gaz fenerleri evlerini aydınlatıyor. Binlerce insan bu “zamana karşı direnişe” yerinde tanık olmak ve Amish topluluklarını ziyaret etmek istiyor. Yakınlarda bu ziyaretçiler için oteller var. Çoğu ziyaretçi etkilenmiş hissediyor. İşte iki ziyaretçi yorumu:


Jamal from Morocco: ‘‘It was incredible. They reminded me of my childhood days in the village in some ways. We used to wake up to the sound of roosters at dawn and go to the farm. We used to make our own bread and eat traditional dishes. We used to gather together in one of the houses of the village in the evening and have chats. This was a way to socialize. There was no technology, at all. We didn’t even have electricity. We used to have gas lanterns and fire to light the house. It’s difficult to believe but the Amish still have these. Evenings without TV or computers may sound to be dull and boring, but those were more enjoyable times. I don’t know why. The Amish don’t see school as an important place, but in my childhood we all went to school because our parents wanted us to be well-educated and have a better life than theirs. Of course they were state schools with very strict teachers and firm discipline. I really miss those days and this visit to an Amish community gave me a sense of those days.’’

TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

Fas’tan Jamal: ”İnanılmazdı. Bana bir şekilde köydeki çocukluk günlerimi hatırlattılar. Şafakta horoz sesiyle uyanır, çiftliğe giderdik. Kendi ekmeğimizi yapar, geleneksel yemekleri yerdik. Akşamları köyün evlerinden birinde toplanıp sohbet ederdik. Bu sosyalleşmenin bir yoluydu. Hiç teknoloji yoktu. Elektriğimiz bile yoktu. Evi aydınlatmak için gazlı fenerlerimiz ve ateşimiz vardı. İnanması zor ama Amish’lerde hala bunlar var. Televizyonsuz ve bilgisayarsız akşamlar kulağa sıkıcı ve sıkıcı gelebilir ama o zamanlar daha keyifli zamanlardı. nedenini bilmiyorum. Amishler okulu önemli bir yer olarak görmezler ama benim çocukluğumda hepimiz okula giderdik çünkü ailelerimiz bizim onlarınkinden daha iyi eğitim almamızı ve daha iyi bir hayata sahip olmamızı isterdi. Elbette çok katı öğretmenleri ve sıkı disiplini olan devlet okullarıydılar. O günleri gerçekten özlüyorum ve bir Amish topluluğuna yaptığım bu ziyaret bana o günlere dair bir fikir verdi.”


Kate from the UK: ‘‘It was a travel back in time. I noticed many similarities with our past lifestyle in the country. Children and teenagers used to play with each other and animals on wide-open spaces. We didn’t use to go away from home to parks or movies. The school was another chance to share with friends. Adults used to spend most of their time helping each other with the work on and around the farm. People used to dress in similar ways. I mean, plain and modest dresses were very common. Few people had cars in the countryside, so most people used to travel by horse and buggies. Technology was not only limited in transportation but almost in everything. Fortunately, we had electricity and black&white TV sets. Some houses had telephones and we could use them in emergencies. We went to state schools. There were a few universities and going to a university was more difficult, so we didn’t use to focus much on university education. With this incredible visit, I remembered that kind of lifestyle. The smell of the soil, horses, cows, fresh milk… ’

TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

İngiltere’den Kate: “Zamanda bir yolculuktu. Ülkedeki geçmiş yaşam tarzımızla birçok benzerlik fark ettim. Çocuklar ve gençler geniş açık alanlarda birbirleriyle ve hayvanlarla oynarlardı. Evden uzaklaşıp parklara ya da sinemaya gitmezdik. Okul, arkadaşlarla paylaşmak için başka bir şanstı. Yetişkinler, zamanlarının çoğunu çiftlikte ve çiftlik çevresindeki işlerde birbirlerine yardım ederek geçirirlerdi. İnsanlar eskiden benzer şekilde giyinirdi. Yani sade ve mütevazı elbiseler çok yaygındı. Kırsal kesimde çok az insanın arabası vardı, bu yüzden çoğu insan at ve arabalarla seyahat ederdi. Teknoloji sadece ulaşımda değil hemen her şeyde sınırlıydı. Neyse ki elektriğimiz ve siyah beyaz televizyonumuz vardı. Bazı evlerde telefon vardı ve onları acil durumlarda kullanabilirdik. Devlet okullarına gittik. Birkaç üniversite vardı ve üniversiteye gitmek daha zordu, bu yüzden üniversite eğitimine çok fazla odaklanmadık. Bu inanılmaz ziyaretle, bu tür bir yaşam tarzını hatırladım. Toprağın kokusu, atlar, inekler, taze süt…”


1. What is special about the Amish lifestyle?
They resist most of the changes in time.
2. What were the ways to socialize in Morocco and the UK?
In Morocco, people used to gather in one house of the village in the evening and chat. In the UK Children and teenagers used to play with each other and animals On the wide-open spaces. They did not use to go away From home to parks or moves. Adults used to spend of their time helping each other with the work on and around the farm.

3. What did Jamal’s parents think about education?
Jamal’s family wanted them to be well-educated and have a better life than theirs.
4. How did people use to light their houses in Morocco when Jamal was a child?
People used to have gas lanterns and fire to light the house in Morocco when Jamal was a child.
5. How was the UK different from Morocco in technology when they were children?
There was no technology in Morocco. People did not even have electricity. They used to Have gas lanterns and fire to lighthouses. However, in the UK, people had electricity.

TÜRKÇE ÇEVİRİSİ

1. Amish yaşam tarzı hakkında özel olan nedir?
Zamandaki değişikliklerin çoğuna direnirler.
2. Fas ve Birleşik Krallık’ta sosyalleşmenin yolları nelerdi?
Fas’ta insanlar akşamları köyün bir evinde toplanıp sohbet ederdi. İngiltere’de Çocuklar ve gençler geniş açık alanlarda birbirleriyle ve hayvanlarla oynarlardı. Evden parklara ya da hareketlere gitmek için kullanmadılar. Yetişkinler, çiftlikte ve çevresinde yapılan çalışmalarda birbirlerine yardım ederek zamanlarını geçirirlerdi.

3. Jamal’ın ailesi eğitim hakkında ne düşünüyor?
Jamal’in ailesi onların iyi eğitimli olmalarını ve kendilerinden daha iyi bir yaşam sürmelerini istedi.
4. Jamal çocukken Fas’ta insanlar evlerini nasıl aydınlatırdı?
Jamal çocukken Fas’ta insanlar gazlı fenerler ve evleri yakmak için ateş kullanırlardı.
5. Birleşik Krallık, çocukken teknolojide Fas’tan nasıl farklıydı?
Fas’ta teknoloji yoktu. İnsanların elektriği bile yoktu. Gazlı fenerleri vardı ve deniz fenerlerine ateş yaktılar. Ancak, İngiltere’de insanların elektriği vardı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir