XV ve XVI. yüzyıllarda Osmanlı Devleti dünya gücü hâline gelirken stratejik rakiplerine karşı uyguladığı politikalar nelerdir?

Bu yazıda “XV ve XVI. yüzyıllarda Osmanlı Devleti dünya gücü hâline gelirken stratejik rakiplerine karşı uyguladığı politikalar nelerdir?” sorusunun cevabını kısaca yazdık.

XV ve XVI. yüzyıllarda Osmanlı Devleti dünya gücü hâline gelirken stratejik rakiplerine karşı uyguladığı politikalar nelerdir?

Osmanlı Devleti 15 ve 16. yüzyıllardaki stratejik rakiplerine karşı kara ve deniz ticaret yollarını kontrol altına alma siyaseti takip etmiştir.

Osmanlı Devleti’nin XV ve XVI. yüzyıllardaki stratejik rakiplerine [Venedik, Ceneviz, İspanya, Portekiz, Avusturya (Habsburg İmparatorluğu), Safeviler, Memlûkler] karşı uzun vadeli politikalar uygulamıştır.

Osmanlı’nın XV ve XVI. yüzyıllarda izlediği siyasetin uzun vadeli etkileri [Roma Katolik Kilisesi’ne karşı Ortodoksluğun ve Protestanlığın himaye edilmesi, Avrupa monarşilerinin varlıklarını devam ettirmeleri (Fransa, İngiltere ve Hollanda), Afrika’daki Müslümanların himaye edilmesi] uygulanan politikalardır.

Osmanlı Devleti’nin  XV ve XVI. yüzyıllardaki siyaseti kısaca şöyledir;

Osmanlı-Ceneviz: İki devlet arasındaki iş birliği 15. yüzyılda çıkar çatışmasına dönüşmüştür. İlişkiler bu yüzyılın ortalarında oldukça ileri düzeydedir. İki devlet arasında yapılan görüşmelerde Ceneviz, Osmanlı Devleti’nin stratejik rakibi olmasına rağmen uygulanan politik yaklaşımlardan dolayı Ceneviz’in devletin yanına çekilmesi gerçekleştirilmiştir.

Osmanlı-Portekiz: Portekizlilerin, Hint deniz yollarına hâkim olmaya başlamaları Akdeniz ticaretinin büyük zarar görmesine neden olmuştur. Hint Deniz Seferleri başarılı olmamasına rağmen Osmanlılar Hindistan’dan Akdeniz’e mal akışını sağlamışlardır. Portekizlilerle yapılan mücadeleler sonucunda Yemen ve Habeşistan’da Osmanlı hâkimiyeti kurulmuştur.

Yavuz Sultan Selim, Osmanlı Devleti’nin deniz aşırı ülkelerini birleştirmek amacıyla Akdeniz hâkimiyetini ele geçirmek istemiştir. Yavuz Sultan Selim Safeviler ve Memlûklerin tehlikelerini azaltmaya çalışmıştır.

Osmanlılar ile İspanyolların askerî, siyasi ve coğrafi çıkarlarının aynı alanda örtüşmesi iki devlet arasında açık bir çatışma ortamı oluşturmuştur.

Yavuz Sultan Selim’in Safevi ve Memlûk tehlikelerini ortadan kaldırmak için yoğunlaşması Akdeniz hâkimiyetinin Hristiyan dünyasının etkisi altında kalmasına neden olmuştur.

Osmanlı-Habsburg: Kanuni döneminde Osmanlıların asıl hedefi Batı olmuştur.  Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı Devleti, Habsburglara karşı üstünlüğünü kabul ettirmiştir.

Osmanlı-Safevi: Yavuz Sultan Selim döneminde Safevi tehlikesi ortadan kaldırılmıştı. Kanuni döneminde mecbur olmadıkça İran üzerine sefere çıkılmamıştır. Bu dönemde Osmanlı Devleti’nin temel politikasını Batı ile olan ilişkiler belirlemiştir.

10. sınıf Tarih Kitabı Cevapları

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir